14 Ocak 2012 Cumartesi

Hakan transferinde takınılan tutum


Hakan Aslantaş. 26 Ağustos 1985 doğumlu gurbetçi futbolcu. VfB Stuttgart altyapısında yetişmiş, Gençlerbirliği, Malatya, Kayseri gibi takımlarla Süper Lig'de oynamış, Genç milli takımlarda defalarca ay-yıldızlı formayı giymiş, yetenekli, hırslı ve teknik sağ kanat oyuncusu.

Giriş böyle peki ya gerisi. Gerisi benim açımdan sıradanlaşıyor.
Bilindiği üzere futbol artık sadece futbol olmaktan çıktı. Artık futbol Türkiye'nin en büyük 3'üncü endüstrisi durumunda. Haliyle artık konuşulan paralar dudak uçuklatan cinsten. Böyle bir ortamda yöneticilerin ceplerine cukka yaptığı, Futbol'un ''F'' sinden anlamayan adamların idareci koltuğuna oturduğu (hemde defalarca) Konyaspor'un maddi olarak ayakta kalması beklenemezdi. Ve öyle olduda. Sezon öncesi bomba transferler bekleyen bizlere bombalar teker teker sunuldu.

Yıllardır öyle yada böyle bir şekilde kriz dönemlerini atlatabilen Konyaspor bu sezon başında bir çok kişinin umudunu yitirmesine sebebiyet verecek yaptırımlarla karşı karşıya kaldı. Tabiki dile getirmeye çalıştığım olay Milos Mihajlov konusu daha doğrusu FİFA'dan gelen 1 yıl transfer yapmama cezası ve oyuncuya derhal ödemenin faiziyle yapılması isteği. Bu kaos ortamında Konyaspor'u gerçekten sevenler'in birbirlerine endişeyle ve şaşkınlık karışımı bir ruh haliyle sorduğu ''Şimdi ne olacak?'' sorusu Konya'da en fazla sorulan soruların başındaydı. (Bank Asya'da transfer yasağı alan takımlardan Kocaelispor, Diyarbakırspor, Malatyaspor'un durumları ortada) Sorduğumuz bu soruyu kahraman misali sahada varını yoğunu ortaya koyan amatör ruhlu oyuncularımız cevaplamıştı bile. İlk yarı sonunda liderden sadece 3 puan geride olan ve Play-Off yarışından kopmamış olan bir takım'ın sergilediği performanstan başka bir cevap vermesine zaten gerek yoktu.

Kolej havasındaki Konyaspor'da başlıca sorun sene öncesi kadro dışı bırakılıp daha sonradan takıma yeniden dahil edilen Gökhan Emreciksin'in sözleşmesinin bitmesi ve devam edip etmeyeceğinin muallakta olmasıydı. (Milos Mihajlov olayından gaz alıp aynı şekilde paralarının tahsil edilmesini isteyen Jonathan Kahne Tehoue, Danny Vukovic, Jonas Troest, Aykut Öztürk olaylarını dışarıda bırakıyorum) Konyaspor'un tek uğraşacağı büyük sorun gibi görünen bu hususta Gökhan Emreciksin'in tavrı çok önemliydi. İlk yarıda başarılı Konyaspor'da vasatın biraz üstünde performans sergileyen Gökhan hakkında bir çok kişi önyargılıydı.  Gökhan Süper Lig'den gelen teklifleri düşünmeden kabul eder ve arkadaşlarını yanlız bırakır (Gökhan'ın sahadaki duruşundan ötürü onun havalı ve kibirli olduğunu düşünenlerde hiç az değil) şeklindeki bu önyargı aksine olumlu bir şekilde sonuçlandı. Evet, Gökhan Emreciksin Konyaspor'da kalmıştı hemde o kadar ısrarlı talepleri elinin tersiyle çevirerek. Gökhan'da Hakan gibi büyümüştü taraftarın sevgilisi olmuştu bu kararıyla. Ama. Ama durun. 'İki karpuz bir koltuğa sığmaz' misali Hakan Aslantaş aniden sebepsiz yere Bursaspor'a gitmek istediğini yönetime iletti. Simgeleşen Gökhan Emreciksin Sıradanlaşan Hakan Aslantaş. Olacak işmiydi bu? Hemde Hakan Aslantaş yapıyordu bunu. Takım arkadaşlarına ihanet edercesine onları verdikleri onur mücadelesinde yanlız bırakıyordu hemde takımda sözü geçen bir konumdayken. Bu bir oyuncunun sıradanlaşmasına, basitleşmesine en güncel örnekti. Günlerce, aylarca Nordin Amrabat'ı konuşan medya ise bu yapılanları sanki sıradan bir mevzuymuş gibi teğet geçiyordu. (Şaşırmamak gerek bu ülkede sadece 4 takım var nede olsa)

Acı ama gerçek Hakan Aslantaş gitmeyi kafasına koymuştu, Konyaspor'u aklında bitirmişti. Bursaspor'a transferim olmazsa Konyaspor'da kalırım diyerek göz boyamayada başlamıştı. Peki Bursa'ya gidememiş olsaydı Hakan içimize sinecekmiydi? Kişisel görüşüm kesinlikle hayır. İyikide gitti ve bu transfer gerçekleşti.

Olayın bir başka kısmına dönelim. Burada kulüplerin tavrına değineceğim. Bursaspor takımı 1 sezon öncesi Manchester United'la Valencia ile Şampiyonlar Ligi'nde karşılaşmış ve maddi yönden çok ama çok ferahlamış bir hüviyette takım. (Fenerbahçe'nin Young Boys'a elenmesiyle TV gelirlerinin hepsinide aldılar) Ama bu takım uzunca bir süre Hakan'a sözleşmeni fesih et, bonservisini al gel diyende bir takım aynı zamanda. Hakan'ın gitmeyi kafasına koyduğu anlaşılınca Konyaspor'un istediği 500 milyarı çingene misali vermemeye çalışan bir takım. 'Hakan'ı istiyorum ama para vermeden' diyen Bursaspor'un muhattabı Konyaspor ise finansal açıdan oldukça zor günler geçiren, vergi borcunu dahi son gün apar topar ayarlayıp ödeyebilen, bu tarz sebeblerden ötürü aldığı cezadan dolayı transfer yapamamış bir takım. Şimdi size bir soru? 'Bunu diyen bir takıma kendi taraftarları hariç kim sempati duyar?' (Yarım düzine attıkları kardeş Ankaragücü taraftarları'nıda hariç tutalım :) ) 

Bu süreçte Hakan'la alakalı olarak bir talip takım daha vardı. Süper Lig'e geçen sene çıkan Kardemir Karabükspor bu süreçte Hakan için direkt kulüple görüşen bir takımdı. Ama Hakan Karabükspor'a gitmeyi reddetti. Karabükspor'ada Bursaspor'a söylediklerimin bir çoğunu söyleyebilirim ama onları ayrı tutacağım bir nokta var. Karabükspor en azından adamlığını göstererek 800 milyar gibi bir parayı gözden çıktı hemde 6 ay sonra para ödemeden alabileceği bir oyuncu için. Hakan ise düşmeme mücadelesinde olan bir Karabükspor'a gitmeyeceğini sadece Bursaspor'a gitmek istediğini isöylüyordu. Peki Bursaspor Şampiyonluğa mı oynuyordu? Peki Hakan Süper Lig'de Şampiyonluğa oynayan bir takımın oyuncusu olabilecek potansiyele ve oyun becerisine sahipmiydiki küçümser tavırlarla Karabük'e gitmeyi reddetti? Farkındayım her yazdığımdan sonra soru soruyorum ama inanın az bile soru sordum. Bu hususu sırf Konyaspor-Hakan-Bursaspor üçgeninde değerlendirmeyip ülkemiz geneline yayarsak durumun vahimliğine dair kitap bile çıkarabiliriz. Konumuza dönelim. Karabükspor'un yaptığı teklifin şeffaflığının aksine Bursaspor ise uzun bir süre bonservis ödememekte diretti ve bu süreçin uzamasında başrolü oynadı. Madem Hakan'a çok ihtiyaçları vardı neden bu kadar gündemi meşgul ettiler? Benim cevabım kötü gidişat içindeki Bursaspor'da gündemi değiştirmek ve taraftarların gözünü boyamaktı ve bunda kısmen başarılı oldular. Gözü boyanan Bursaspor'luların aksine bu transferin aklı selim Bursaspor'lu arkadaşların içine sindiğine inancım sıfır.

Daha fazla yazmak istemiyorum çünkü sıradan bir oyuncuya yazdığım bu kadar kelam oldukça fazla. Bu çirkin süreç sonrası Hakan Aslantaş artık Bursaspor'un oyuncusu. Bizlere kendisine başarılar dilemek düşer. Evet başarılar diliyorum kendisine ama sıradan her oyuncuya dilediğim bir temenniden ibaret bu. Bir Zafer Biryol'a Ömer Gündostu'ya Ünal Karaman'a hatta ve hatta Gökhan Emreciksin'e dilediğimiz temennilerden çok farklı bir temenni bu. Sadece ağızdan çıkan kalpten gelmeyen bir temenni.

BURSASPOR'lu HAKAN




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder